Blog

İspanya'nın İlk Seri Katili: Alfredo Galan Sotillo

 

Alfredo Galan Sotillo 4 Ocak - 18 Mart 2003 tarihleri arasında altı kişiyi öldüren ve iki kişiyi yaralayan İspanyol bir seri katildir.

"İskambil kartlı katil (kart destesi katili)" olarak tanınan Galan aynı zamanda İspanya'nın ilk seri katilidir.

6 cinayet ve 2 adam öldürmeye teşebbüs nedeniyle 142 yıl üç ay hapis cezasına çarptırılmış bir seri katil olan Galan, cinayetlerinden sonra cesetlerin yanına iskambil kartı bırakıyordu.

142 yıl üç ay hapis cezası almasına rağmen yasalar gereği sadece 25 yıl hapiste kalacak olan Galan, 2028’de serbest kalacak.

KÜNYE

Alfredo Galan Sotillo

Diğer adıyla: İskambil kartlı katil, İskambil kartı katili, Oyun kartı katili, Kart destesi katili

Sınıflandırma: Seri katil

Özellikleri: Eski asker - Cinayetlerini iskambil kağıtlarıyla işaretlemesiyle ünlüdür

Öldürdüğü kişi sayısı: 6

Cinayetlerin işlendiği tarihler: 4 Ocak - 18 Mart 2003

Tutuklanma tarihi: 3 Temmuz 2003 (Sarhoşken kendisi teslim oldu)

Doğum tarihi: 5 Nisan 1978

Mağdur profili: Juan Francisco Ledesma Ledesma / Juan Carlos Martín Estacio / Mikel Jiménez Sánchez  ve Juana Dolores Uclés/ George Magda ve Diona Magda

Cinayet yöntemi: Silahla ateş etme

Konum: Madrid, İspanya

Durumu: 9 Mart 2005'te 142 yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı (Yasalar gereği sadece 25 yıl hapis yattıktan sonra 2028'de serbest kalacak.)

Özet

Alfredo Galan Sotillo 4 Ocak - 18 Mart 2003 tarihleri arasında altı kişiyi öldüren ve iki kişiyi yaralayan İspanyol bir seri katildir.

"İskambil kartı katili (kart destesi katili)" olarak tanınan Galan aynı zamanda İspanya'nın ilk seri katilidir.

6 cinayet ve 3 adam öldürmeye teşebbüs nedeniyle 142 yıl üç ay hapis cezasına çarptırılmış bir seri katil olan Galan, cinayetlerinden sonra cesetlerin yanına iskambil kartı bırakıyordu.

İlk Yıllar

Alfredo Galan, İspanya'nın Castile-La Mancha eyaletindeki Puertollano'da doğdu. 26 yaşındayken annesi en küçük kardeşinin doğumu esnasında ölmüştü. Daha sonra büyükannesiyle yaşamaya devam etmişti.

4 kardeşi vardı ve Madrid'teki Villabilla'da yaşamıştı. Kimse onu bir kız arkadaşıyla görmemişti. Kötü bir öğrenciydi ve hep sınıfta kalırdı.

İlerleyen yaşlarında silahları sevdiği için orduya katılma kararı almıştı.

Galan lisede sınıf başkanı oldu ancak sıradan ve içe dönük biri olarak tanınmaktaydı.

Eylül 1998'de İspanyol Ordusuna katıldı ve Alcalá de Henares Paraşüt Alayı'nda onbaşı oldu ve Bosna'daki insani yardım misyonlarına katıldı.

Bosna’da birçok arkadaş edindi ama aynı zamanda alkol kullanmaya da başlamıştı.

Prestige petrol sızıntısı sırasında temizleme çalışmaları kapsamında İspanya'ya geri gönderildi.

  • Askerken Bosna'dan İspanya'ya getirdiği bir Tokarev TT-33 silahıyla kurbanlarını öldürmüştür.

Galán bu sırada bir araba çaldı ve üstleriyle sorunlar yaşamaya başladı. Daha sonra Madrid'deki Gómez Ulloa hastanesine gönderildi.

Burada nevroz ve anksiyete teşhisi kondu ve ilacı alkolle uyumsuz olmasına rağmen içmeye devam etti.

Mart 2003'te kesin olarak taburcu edildi. Aynı ay Madrid-Barajas Havaalanı'nda havaalanında güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladı.

  • Nevroz: Nevroz ya da sinir hastalığı, sürekli sıkıntı içeren fakat sanrı ya da varsanı içermeyen işlevsel akıl hastalıklarına verilen addır.

Taburcu edildikten sonra seanslara katılmaya devam etmişti. Fakat bu süreç devam ederken aynı zamanda saldırılarına devam ediyordu.

Aşağıda psikiyatriye gittiği ve saldırı yaptığı günleri görebilirsiniz.

Cinayetlerde ki İmzası

Galan cinayetlerinde genellikle iskambil kartı bırakıyordu. Bu kartlardan yola çıkılarak ona genel olarak “İskambil kartlı katil” lakabı takıldı ve bu iskambil kartları aynı zamanda onun imzası olmaya başlamıştı.

İşlenen cinayetlerde cesedin yanında ya da olay mahallinin herhangi bir iskambil kartı tespit edilirse bu cinayeti doğrudan onun işlediği düşünülürdü.

Bu imza ile ilgili farklı bir görüş daha vardır. O görüş biraz daha ağır basmaktadır. Bu görüşte Galan’ın ilk cinayetinde aslında herhangi bir iskambil kartı bırakmadığı, olay yerinde bulunan iskambil kartının rastgele orada olduğu belirtilmektedir.

Cinayet gazete ve haber programlarına konu olduğunda bu iskambil kartının da bahsi geçmesiyle birlikte medya katile “İskambil kartlı katil” lakabını takmıştı.

Katil ise bu durumdan memnun olarak sonraki cinayetlerinden sonra da olay mahalline iskambil kartları bırakmaya başlamıştır.

Suçları

  1. Juan Francisco Ledesma (50 yaşında) - 24 Ocak 2003 - İlk cinayeti. 2 yaşında çocuğunun yanında diz çöktürüp kafasından vuruldu. 
  2. Juan Carlos Martín Estacio (28 yaşında) - 5 Şubat 2003 - Otobüs durağında başından vuruldu. Cesedinin yanına kupa as bırakıldı.
  3. Mikel Jimenez Sanchez (18 yaş) - 5 Şubat 2003- Rojas Bar'ın sahibinin oğlu
  4. Juana Dolores Ucles Lopez (57 yaş) - 5 Şubat 2003- Rojas Bar'da öldürülen müşteri
  5. George Magda (40 yaş) - 18 Mart 2003 - Arganda del Rey'de eşiyle birlikte işten dönerken toprak yolda vuruldu. Olay yerine 2 iskambil kartı bırakıldı.
  6. Diona Magda (40 yaş) - 18 Mart 2003 - Arganda del Rey'de eşiyle birlikte işten dönerken toprak yolda vuruldu. Olay yerine 2 iskambil kartı bırakıldı.

7 Mart 2003'te, 27 yaşındaki Santiago Eduardo Salas, Galán tarafından yüzünden vuruldu ancak hayatta kalmayı başardı.

Salas'ın arkadaşı, 29 yaşındaki Anahid Castillo Ruperti, yara almadan kurtulmayı başardı çünkü silah tutukluk yapmıştı. Olay yerine bir üçlü kupa bırakıldı.

Galan, 6 cinayeti ve 3 cinayet girişiminde iyi bir nişancı olmadığını gösterdi. Tüm kurbanları yakın mesafeden öldürüldü, bu da neden tepki vermediklerini açıklıyor. Onları her zaman başlarından, enselerinden veya sırtlarından vuruyordu.

  1. Cinayeti

Juan Francisco Ledesma (50 yaşında) - 24 Ocak 2003

Galan ilk cinayetini 24 Ocak 2003’de işledi. Daha sonra yakalandığında, “televizyon izliyordum ve birden birilerini öldürmek istedim” demiştir.

Sadece bu durumu deneyimlemek ve nasıl hissedeceğini merak etmişti. Cinayeti işlediğinde hiçbir şey hissetmemiş ve öldürmeye devam etmiştir.

Ledesma ailesi için her şey, Madrid'deki Chamberí bölgesinde yer alan Alonso Cano Caddesi'ndeki evlerinde Juan Francisco Ledesma'ın korkunç bir şekilde öldürülmesiyle 24 Ocak 2003'te altüst oldu.

O zamanlar 50 yaşındaydı ve kapıcı olarak görev yapıyordu. 3 çocuğu ve mutlu bir evliliği olan bir babaydı ve her anlamda sevimli, cana yakın, kararlı bir bireydi.

Dürüst olmak gerekirse, bu, onun ölümünün sevdiklerini derinden sarsmasının sadece bir kısmıydı. Diğer önemli husus, en küçük oğlu 2 yaşındaki Alberto'nun tam önünde vurulmuş olmasıydı.

Katil yanlarına geldiğinde 2 yaşındaki çocuğuna aldırış etmeden onu öldürmüştü. Öldürmeden önce adama yaklaşmış, silahını çıkarmış ve ona diz çökmesini söylemişti. Adam diz çökünce kafasından vurarak öldürmüştü.

Juan'ın eşi Carmen Elena Cardenas daha sonra bir TV programına katılmış ve olayı şöyle anlatmıştı:

“Bütün bunlar benim için korkunçtu. O kader sabahı, birkaç saatliğine çalışmak için dışarı çıktım ve geri döndüğümde kapı şaşırtıcı bir şekilde açıktı. İçeri girdiğimde Paco'nun yerde yattığını gördüm.

Büyük bir kan birikintisi vardı. Oğlum bir sandalyedeydi; inliyordu. Babasının cesedinin yanında yaklaşık dört saat geçirmişti…

İçeri girdiğimde oğlum sandalyeden indi ve yanıma geldi. Bunu görmekten çok acı çekmeme rağmen, komşulardan yardım istemek için tekrar dışarı çıktım” dedi.

İşte o zaman yetkililerle nihayet temasa geçildi çünkü Alberto dışında kimse bir şey duymamış veya görmemişti, bunun sonucunda Juan'ın kafasının arkasından bir kurşun yediği ortaya çıktı.

Bu durum birden fazla açıdan tuhaf olarak değerlendirildi çünkü ateş etme neredeyse infaz tarzındaydı, ailenin hiçbir düşmanı yoktu.

Elena bir keresinde, "Kocam çok güvenli bir insandı ve kimsenin eve girmesine izin vermezdi," demişti. "Kesinlikle oğlunun hayatını tehlikeye atmazdı. Hiçbir düşmanı da yoktu" dedi.

Cinayet anında 2 yaşında olan Alberto'ya gelince, babasının gözünün önünde öldürülmesiyle ilgili birkaç ayrıntıyı ilk başta hatırlasa da, birkaç tıp uzmanının yardımıyla oluşturduğu zihinsel bir engel nedeniyle artık hatırlamıyor.

Ancak, ablalarından biri olan Sonia için durum böyle değil; o sadece babasını hatırlamıyor, aynı zamanda bazı kanıtlara dayanarak onun öldürülmesinin en azından iki kişilik bir iş olduğuna da şiddetle inanıyor.

İlk önce, Alfredo'nun Juan'ın karşılık vermediğini itiraf etmesi ona pek inandırıcı gelmiyor çünkü bu onun tam tersi bir şekilde davranacağını düşünüyordu. Ayrıca sağ eklemlerinde morluklar vardı.

Sonra merminin yörüngesi var, katil tetiği babayı dizlerinin üzerine çökmeye zorladıktan sonra çektiğini iddia etti, ancak kurbanın kızı atışın neredeyse yere paralel olarak yapıldığını anlıyor.

Cinayetlere müdahale eden adli tıp uzmanları bir konuda hemfikirdi; kurbanları vuran kişi bunu çok kısa bir mesafeden, neredeyse sıfır mesafeden yapmıştı.

Aslında, sıfır mesafeden ateş ettiğinizde barutun silahın giriş deliğini yaktığı gösterilmiştir.

Ayrıca, üfleyerek gelen metalik izler vardır ve kemiğe değdiğinde iskelet bölgesinde yüksek bir patlamaya neden olur. Dahası, patlama dumanı yaranın yakınındaki bölgeyi lekelemektedir.

2024-07-07_17-18-39-i668aa58f23252.png

 

Juan Francisco Ledesma'nın otopsisini yapan uzmanlar, kurşunun oksipital bölgeden -kafanın arka kısmı- girdiğini ve sağ gözünün yakınından çıktığını ve onu anında öldürdüğünü ifade ettiler. Atış yere paralel bir yönde gerçekleştirilmişti.

Uzmanlar, katilin 2003 Temmuz'unda teslim olduğunda vermiş olabileceği detaylar olan atışın kurban dizleri üzerindeyken yapılmış olabileceğini yeniden doğruladılar.

Odanın ana karesinde mermiden gelen bir çentik bunu doğruladı.

  1. Cinayeti

Juan Carlos Martín Estacio (28 yaşında) - 5 Şubat 2003

İkinci kurbanı Barajas yakınlarındaki bir istasyonda otobüs bekleyen 18 yaşında bir adamdı.

Yanına bir kupa ası bıraktı ve diğer cinayetlerinde de kart bırakmaya devam etti ve bu durum basında kendisine verilen isim olarak kullanılmaya başlandı.

Juan Carlos Martín Estacio aynı modus operandi ile öldürüldü. Sırtından ve yere paralel bir şekilde kafasına sıkılan bir kurşunla öldürüldü.

28 yaşındaki Juan Carlos Martín Estacio, üç aydan kısa bir süre önce bir temizlik şirketi tarafından işe alınmıştı. Vardiyası geceydi.

Annesi ve üç erkek kardeşinden biriyle birlikte Tetuán bölgesinde yaşıyordu. Tüm hayatını Collado Villalba belediyesinde geçirmişti ama anne ve babasının ayrılığı onu şehir değiştirmeye zorladı.

Annesi, "Ne kadar düşünürsem düşüneyim, neden öldürülen oğlumun olduğunu anlayamıyorum. O çok güzel bir insandı" dedi.

Arkadaşları, cinayetin ertesi günü onun "başını asla belaya sokmayan" biri olduğunu ifade etmişlerdi.

  1. ve 4. Cinayeti
  2. Cinayet: Mikel Jimenez Sanchez (18 yaş) - 5 Şubat 2003

Seri katil Galan, 2. Cinayeti olan Estacio cinayetinden hemen sonra bölgede bulunan bir bara giderek 2 kişiyi öldürüp 1 kişiyi de yaraladı.

Alcalá de Henares bölgesinde ki Rojas bara giren Galan burada saldırısına devam etti. Bu saldırıda barın sahibi Mikel Jiménez Sánchez'in oğlu, şakak bölgesine giren, sol bölgeden çıkan ve omzuna saplanan bir kurşunla öldürüldü.

Olayda vurulan ve katilin “öldü” zannederek bıraktığı anne Sanchez ise şunları söyledi;

“Bardaydık. Bir Çarşamba günüydü. Oğlum hep kapanış saatinde gelirdi. Ama o gün kendimi iyi hissetmediğim için öğle yemeğine geldi. O gün adet sancım falan vardı. Öğle yemeğine geldi, yemek yedik. Biftek ve patates kızartması vardı.

Sonra “Juana” adında bir müşteri geldi telefonu kullandı. Çamaşır makinesi bozulmuş. Ben de televizyon izliyordum o sırada içeri bir adam girdi. Oğlumun önüne geldi ve önünde durdu. Ben de dönüp ona baktım ve diğer müşterilerden farksızdı.

Sonra bir tabanca çıkartıp oğluma doğrultu, gerçek bir tabanca olduğunu hiç düşünemedim, birdenbire patlama sesi duydum. Kalktım ve koştum bara doğru baktım ve oğlum orada değildi.

Bilmiyorum, dondum kaldım. “Ne olmuştu?” Sonra adamın tabancayla bana döndüğünü gördüm yere atladım ve bir silah sesi daha duydum. O an Juana’yı vurduğunu fark ettim.

Sonrasında peşimden geldi ve ateş etti ben de emeklemeye başladım. Bana ateş ediyordu, beni önce dirseğinden vurdu.

Orada ellerimin ve dizlerimin üstünde saklanmaya çalıştım ve beni yine vurdu. Beni arkamdan vurdu ve kurşun göğüs kafesinden çıktı.

Ölü taklidi yaptım, cenin pozisyondaydım tıpkı bir cenin gibi yerde yatıyordum.

Onu hırsız zannettim nedenini merak ettim. Öylece kıpırdamadan yattım ve beni bu defada bacağımdan vurdu.

Kanımın çekildiğini hissedebiliyordum. İçimden “Mikel sakın kıpırdama” dedim.

Hayatta olduğumu anlamaması için nefesimi tuttum. Sonra ön kapının açıldığını duydum ve gittiğini anladım. Kendimi bara doğru olabildiğince sürüklendim.

Oğlumun o uzun barın ucunda yattığını gördüm sonra da polisin geldiğini gördüm. Acil yardım ekibi gelip beni ambulansla aldı.

“Oğluma yardım edin. Lütfen yardım edin!” diyordum. Hatırladığım kadarıyla beni sedyeye yatırdılar ve ben gerisini hatırlamıyorum.”

  1. Cinayet: Juana Dolores Ucles Lopez (57 yaş) - 5 Şubat 2003

Barda öldürülen diğer kurban ise müşteri olarak orda bulunan Juana Dolores Ucles Lopez’di. Lopez, sağ gözünün üst kısmından vuruldu. Herkes gibi, bu atış da ölümcüldü.

Katilin bara 16:40 civarı giriş yaptığı belirlendi ve ilk olarak bar sahibinin oğlunu hiçbir şey söylemeden öldürdü. Sonrasında ise Lopez’i öldürdü.

Talihsiz kadının orada olması tamamen tesadüftü ve sağ gözünden vurularak anında öldü.

  1. ve 6. Cinayeti
  2. cinayet: George Magda (40 yaş) - 18 Mart 2003
  3. cinayet: Diona Magda (40 yaş) - 18 Mart 2003

18 Mart 2003'te Alfredo Galán Sotillo, "iskambil kâğıdı katili" olarak bilinen seri katil, George ve Diona Magda çiftini öldürdü.

Olay, Madrid'in Arganda del Rey bölgesinde, gece saatlerinde meydana geldi.

Galán, yeni kurbanlar bulmak için arabasıyla Agarda del Rey bölgesinde belemeye başladı.

Bölge halkının metro istasyonuna ulaşmak için sıklıkla kullandıkları yolda bekledi ve gözüne bir çifti kestirdi.

Galan genellikle ilk olarak erkek kurbanları etkisiz hale getiriyordu. Çünkü direnecek olan taraf ortadan kalkarsa o zaman işini daha kolay halledebilirdi.

İlk önce George Magda'nın kafasına ateş ederek onu öldürdü, ardından Diona Magda'ya üç el ateş etti. Diona, aldığı yaralar nedeniyle iki gün sonra hastanede hayatını kaybetti.

George ve Diona Magda çifti, karanlık bir geçitte öldürülmüştü.

Adam önce sırtının yan tarafından vuruldu. Şok olan karısı döndü ve sol koluyla kendini korumaya çalıştı. Galan ona üç el daha ateş etti.

Mermilerden ikisi kafasına dört santimetre mesafeden isabet etti. Mermilerin seyri, sanki yüksek bir irtifadan atılmış gibi hafifçe aşağı doğruydu.

Bu saldırının yapıldığı gece aynı zamanda Real Madrid Şampiyonlar liginde Lokomotif Moskova ile karşılaşıyordu.

Cinayet anında aslında bölge sakinleri silah sesleri duymuştu fakat bu sesleri maç kutlaması yapan gençler olduğunu düşünmüşlerdi.

Seri katil Galan, Rojas bar saldırısını ve Magda çiftinin öldürülmesi olayını 5 Şubat 2003’de gerçekleştirmişti. Bu saldırılardan sonra bilinen diğer bir saldırısını 1 ay sonra gerçekleştirmişti.

Bu saldırı 7 Mart 2003 yılında yapılmıştı. Salas ve Ruperti çiftine saldıran Galan bu saldırıda öldürmeyi amaçlasa da bunu başaramamıştı. Bu cinayet girişiminin 11 gün sonrasında yani 18 Mart 2003’te de Magda çiftini öldürmüştü.

Yaralı Kurtulan Çift

  • Santiago Eduardo Salas ve Salas'ın arkadaşı, 29 yaşındaki Anahid Castillo Ruperti

Alfredo Galán Sotillo, bilinen adıyla "İskambil Kağıdı Katili" 7 Mart 2003'te Santiago Eduardo Salas ve Anahid Castillo Ruperti'ye saldırdı.

Olay Madrid'in Tres Cantos semtindeki Viñuelas Caddesi'nde gerçekleşti. Galán, Santiago Eduardo Salas'a yaklaştı.

Yaklaşırken herhangi bir şey söylemeden doğrudan silahını çıkardı ve Salas’ın yüzüne ateş etti. Kurşun, Salas'ın sağ yanağından girip boynunun arka tarafından çıktı.

Salas ağır yaralandı ama hayatta kalmayı başardı. Anahid Castillo Ruperti ise saldırıdan yara almadan kurtuldu.

Galán, Anahid'e de ateş etmeye çalıştı fakat silahı tutukluk yaptı ve kaçmak zorunda kaldı. Bu saldırı sırasında da kurbanların yanına bir iskambil kağıdı bıraktı (Dos de Copas).

Yanlış Kişi Tutuklanır

Polislerin üzerinde çok yoğun bir baskı oluşmuştu. Bu baskıdan dolayı yanlış kişiyi tutukladılar. Polis, İsambil kartı katilinin Rojas Bar'da yaptığı saldırıda sağ kurtulan Teresa'ya robot resimlere benzeyen bazı kişilerin resimleri gösterildi. 

Terasa saldırı sırasında bardaydı ve saldırganı görmüştü. Aynı saldırıda oğlu ve bir müşterisi hayatını kaybetmişti. Terasa gösterilen resimler arasında bir kişiyi saldırgana benzeti.

Alcala de Henares bölgesinde bir bar sahibini olan bu kişi saldırgana çok benziyordu.

Bu adam tekin birisi değildi. Polis memuruna saldırı, ruhsatsız silah bulundurma ve uyuşturucu gibi konulardan sabıkası vardı.

 

- Tanıkların ifadesiyle ortaya çıkan robot resimler.

Aynı zamanda aşırı sağcı, Neo-Nazi, Bosna'da görev yapmış eski bir paraşütçüydü. Bu şüpheliyi birbirlerine benzeyen diğer kişilerle teşhis odasına getirdiler ve Teresa'dan saldırganın hangisi olduğunu tespit etmesini istediler.

Teresa, "Saldırı sırasında güneş gözlüğü takıyordu" dediği için suçlulara güneş gözlüğü de takılmıştı.

Teresa bu şüpheliler arasında bar sahibi olan 3 numaralı şüpheliyi tespit etmişti.

Adam gerçekten de robot resme oldukça benziyordu.

Takma adı "Acemi Er" olan ve bir Ultra Sur üyesi olan bu adam tutuklandı.

Robot resme benzemesi, tanık tarafından teşhis edilmesi, aşırı görüşlerinin olması ve suç kayıtlarının olmasından dolayı oldukça ideal bir zanlı olmuştu fakat polisler onu olaylarla ilişkilendirebilecek herhangi bir şey bulamamışlardı. Hatta olay yerinde olabileceğine dair bir kanıtları da yoktu. 

Birkaç gün içinde suçlunun o olmadığı anlaşılmıştı ama polisler onu salamıyorlardı. Çünkü o Perşembe günü tutuklanmıştı ve Pazar günü siyasi seçimler olacaktı.

Aslında bu bir siyasi tutuklamaydı ve halkın bu endişesinin geçici olarak da olsa atlatılması sağlanmak istenmişti.

Alcala de Henares'de tutuklanan adam 3 hafta sonra savcının yeterince delil olmamasından dolayı serbest bırakılmıştı.

İtiraf ve Tutuklama

Alfredo Galan, bilinen son cinayetinden 4 ay sonra 3 Temmuz 2003'de Puertollano'da polise giderek suçunu itiraf etti.

Polise "teslim oluyorum" dediğinde polis "ne için teslim oluyorsun" dedi.

"6 işiyi öldürdüm ve 3 kişiyi yaraladım" diyen Galan "Ben İskambil kartlı katilim" dedi. Polisler oldukça şaşkındı çünkü Galan o sırada oldukça sarhoştu (Ayıldıktan sonra suçunu reddetmiştir).

Bir sarhoşun lafına inanmak istemiyor onu ciddiye almıyorlardı fakat yine de onunla konuşmak istediler. Galan alkolün etkisiyle polise çok fazla bilgi vermişti.

Bu bilgilerden bazılarını sadece katil bilebilirdi. Hemen durum diğer birimlere aktarıldı ve geniş çaplı bir çalışma başlatıldı.

Konuşmaya başladığında ilk cinayetini Madrid'in merkezinde bir kapı girişinde işlediğini söyledi. Kapıcıya diz çökmesini söylemiş ve tek kelime etmeden kafasına sıkarak onu öldürmüştü bu sırada talihsiz adamın küçük çocuğu da oradaydı.

Polisin "nasıl emin olabiliriz" sorusuna Galan "masadaki cüzdanında çok para vardı. Ona dokunmadım" cevabını verdi.

Bu doğru bilgiydi ve medyayla paylaşılmamıştı. Bu ayrıntıyı sadece katil bilebilirdi. Polis hemen diğer cinayetlerle ilgili sorular sormaya başladı.

Galan ikinci cinayetini bir otobüs durağında işlediğini söyledi. Adam orada yalnızmış. Yaklaşmış, durmuş ve düşünmeden doğrudan onu öldürmüştü. Daha sonra oraya bir "Kupa As" iskambil kağıdı bırakmıştı.

Daha sonra bir parkta Rumen bir çifti öldürdüğünü söyledi.

3 saate yakın anlatmaya devam etti. Konuştuğu polise, Madrid'de ki polisleri arayıp bunları teyit edebileceğini söyledi. Polisten, Madrid'de ki polisleri arayarak, kartların üzerinde bir nokta olup olmadığını sormasını istedi.

Özellikle verdiği bu detay kesinlikle kimse tarafından bilinmiyordu ve polis artık gerçek suçluyla karşı karşıya olduklarını anlamıştı.

İtirafını Geri Çekiyor

Galan çok fazla içmiş ve bunun etkisiyle de polise giderek her şeyi itiraf etmişti. Fakat geceyi nezarethanede geçirdikten sonra sabah saatlerinde kendisine geldi.

Uyandığında ilk söylediği şey “Benim ne işim var burada. Neden beni buraya tıktınız” oldu.

Galan, sabah olup ayıldığında her şeyi inkar etmişti. Artık polisin onun İskambil kağıtlı katil olduğunu kanıtlamak için sadece 72 saatleri vardı. Aksi takdirde onu daha fazla nezarette tutamazlardı.

Sabah ilk iş olarak evini aramaya gittiler ve yaklaşık 1,5 saat kadar arama yaptılar. Arama sırasında evde ateşlenmeye çalışılmış ama sağlam kalmış bir kovan bulundu.

Gri bir kavanozun içinde buldukları bu kovan oldukça önemliydi çünkü bu kovan 7.62'lik bir Tokarev silahına aitti. Bu kovan incelendiğinde suçlarda kullanılan silahla tam olarak uyumlu olduğu anlaşıldı.

Daha sonra kız kardeşinin evi de detaylı bir şekilde arandı. Bu sırada polislere suçu işlerken giydiği kıyafetlerin yerleri gibi bazı bilgiler verdi.

Dazlaklar

Suç işlenirken giymiş olduğu mavi eşofmanlarını ve ayrıca kartla yazı yazmak için kullandığı kalemlerin yerini söyledi.

Fakat daha sonra suçlarını kabul etmemişti. Sadece silahın kendisine ait olduğunu ve silahı sadece ülkeye kaçak yollarla soktuğunu kabul etmişti. Silahı ise aşırı sağcı olan 2 dazlağa sattığını söyledi.

Silahı ülkeye sokmasından dolayı suçlu olduğunu kabul ediyordu fakat cinayetleri ve saldırıları kesinlikle kendisi yapmamıştı. Tüm saldırıları aşırı sağcı olan bu dazlaklar yapmıştı.

Bu dazlaklar ona bu cinayetleri üstlenmesini yoksa kupa beşli ve altılısını kız kardeşlerini vereceklerini yani onları öldüreceklerini söylemiş. Oda bundan dolayı polise gelip cinayetleri itiraf etmişti.

Dava Süreci

Alfredo Galán'ın davası, sanıkların beyanlarındaki sürekli değişiklikler nedeniyle usulsüzlüklerle doluydu.

10 Eylül'de, Madrid'deki 10 numaralı Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki sorgu yargıcının önünde versiyonunu değiştirerek, katil olduğunu itiraf etmesinin nedenlerini açıkladı; bunu sadece bir neonazinin kendisini eğer suçları üzerine almazsa, kız kardeşlerini öldürmekle tehdit etmesi nedeniyle yapmıştı.

Cinayetlerden önce silahı yukarıda adı geçen neonazi grubuna sattığını iddia ediyor. Bu beyan yargıç tarafından dikkate alınmadı.

İtirafının yanı sıra, kapıcıyı öldüren silahtan çıkan bir kovan bulundu. Suçlar için giyilen kıyafetler de bulundu.

Tutuklanmasının ardından cinayetlerin aniden durması, hayatta kalanların yaptığı teşhis ve cinayetlerde kullanılan silahı satın aldığı varsayılan Bosna'da olduğu gerçeği, hepsi de davaya sunulan ilgili verilerdi.

Karar

Madrid İl Mahkemesi (Audiencia Provincial de Madrid), eski asker Alfredo Gaan'ı Madrid bölgesinde altı kişiyi öldürmek ve üç kez öldürmeye teşebbüs etmek suçundan 142 yıl 3 ay hapse mahkum etti.

Alfredo Galán Sotillo, İspanyol yasalarına göre toplamda 142 yıl hapis cezasına çarptırılmış olmasına rağmen, en fazla 25 yıl hapis yatacak.

Bu durum, İspanya'nın ceza infaz sistemindeki maksimum hapis yatma süresi ile ilgilidir. İspanya'da, suçluların fiilen hapiste kalacakları süre, mahkeme tarafından verilen cezanın uzunluğuna bakılmaksızın, 25 yıl ile sınırlıdır.

Bu yasa, ceza adalet sisteminin insani ve rehabilitatif yaklaşımlarını yansıtan bir politikadır. Mahkeme, sanığın insan hayatına karşı açıkça gösterdiği küçümseme nedeniyle beklenen cezaları sınırlara kadar götürmeyi kabul etti.

Her halükarda ve İspanyol yasalarına göre, "İskambil kartı katili (kart destesi katili)" 25 yıldan fazla hapis yatmayacak.

Alfredo Galán'ı mahkum etmek için, ceza ilk olarak sanığın 3 Temmuz 2003'te Puertollano Yerel Polisi'ne teslim olduktan sonra yaptığı itirafın "ispat değerini" kabul etmeye başlıyor, daha sonra Sorgu Yargıcı önünde gerçekleri kabul etti, ancak Madrid'deki 10 numaralı Sulh Ceza Mahkemesi'nde beyanda bulunduğunda bunları inkar etti. Sadece silahı satın aldığını ve İspanya'da yasadışı olarak soktuğunu kabul etti.

Silah, Ocak 2003'te tanıdığı birine sattığını iddia etmesine rağmen, ailesinin evinde bulundu. Balistik incelemeye göre, mermiler söz konusu silahtan çıkmıştı.

Mahkeme, bu gerçeklerin ve sanığın itirafının (henüz açıklanmayan diğer ayrıntıların yanı sıra) tutukluyu suçladığını düşündü.

Ayrıca, yargıçlar Galán'ın sessizliğini onun suçluluğunun bir yeniden teyidi olarak değerlendirdiler.

Hüküm, Alfredo Galán'da herhangi bir psikiyatrik patoloji iddiasında bulunmuyor ve Devleti kamu sorumluluğundan muaf tutuyor.

Mahkeme, Devletin muafiyetini, suçların devlet mülkiyetinde bir kuruluşta işlenmemiş olması ve kullanılan silahın resmi olmaması ve cinayetlerin onun görevdeyken işlenmiş olması gerçeğine dayandırdı, tıpkı kanunun gerektirdiği gibi.

Karara göre Galán, hayatta kalanlar da dahil olmak üzere mağdurların ailelerine manevi zarar ve yaralanmalar için toplam 609.182 Euro tazminat ödemek zorunda kalacaktı.

Duruşma sırasında bir polis memuru, Galán'ın mağdurlarına her zaman "iyi günler" dilediğini ve onları vurmadan önce "lütfen diz çöker misiniz?" dediğini, çünkü "eğitimin hayattaki ilk şey" olduğuna inandığını söyledi.

Şu anda hüküm giymiş olan Galan’ı inceleyen psikolokların verdiği bilgiye göre, Alfredo Galán "insanları aşağılamak ve öldürmek için avlayan bir insan avcısı"dır.

Uzmanlar daha sonra bu tür davranışların yalnızca doğada görüldüğünü, bu nedenle psikiyatristler tarafından değil, toplumsal kesim tarafından incelenmesi gerektiğini ifade ettiler.

Alfredo Galan Sotillo 2016 yılında adını değiştirdi. İsmini değiştirdikten sonra bir roman yazdı ve bu romanı yayımladı. Romanda “okulda zorbalığa uğrayan gay bir gencin hikayesi” konu edilmektedir.