Werner Kniesek Kimdir?
Werner Kniesek, Avusturya'nın tanınmış seri katillerinden biridir. 1951 yılında doğdu ve 1980'lerde pek çok suç işlediği için ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Kniesek, işlediği suçlar arasında tecavüz, adam kaçırma ve cinayet bulunmaktadır. "Angst" adlı 1983 yapımı Avusturya korku filmi, Kniesek'in hayatından esinlenerek yapılmıştır.
28/09/2018 10:24 | Son Güncelleme : 21/11/2024 09:37 | Super Admin
Kniesek, Avusturya adli tarihinin en tehlikeli suçluların biriydi. 1946 yılında gayrimeşru bir çocuk olarak Salzburg’da dünyaya geldi. Babasını hiçbir zaman tanımayan Kniesek aynı zamanda annesi tarafından da istenilmedi. 16 yaşına geldiğinde annesi onu istemediğini söyledi ve evden kovdu. Bu duruma sinirlenen Kniesek, annesini bıçakladı ve bir miktar para çalarak Almanya’ya kaçtı. Kniesek, Hamburg’da yakalanarak tutuklandı ve geri Avusturya’ya iade edildi.
Burada cinayete teşebbüsten 2 yıl hapis yatan Kniesek, ardından serbest bırakıldı. Serbest kaldıktan sonra birkaç hırsızlık vakıası yaşadı ardından 1973 yılında 73 yaşında bir kadını vurarak öldürdü. Mahkemede avukatları akli dengesi yerinde olmadığı iddia etti ve bundan dolayı 8,5 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı.
Garsten Hapishanesinde hapis yattığı esnada 1980 yılının Ocak ayında iyi halden faydalanarak serbest bırakıldı.
16 yaşındayken annesi onu evden kovduktan sonra tam 7. defadır cezaevine girmişti. Hayatının yaklaşık 15 yılını hapishanede yatmıştı.
Kniesek, yasadışı içki satışıyla kazandığı bir miktar parayla Viyana‘da bir gaz tabancası aldı ve bir taksiye binerek 16 Ocak 1980‘de bir halı satıcısı olarak görev yaptığı St. Pölten‘e gitti. Buradan 3 yaşından beri çok iyi tanıdığı “Fuchsenkellergasse” bölgesine geçti ve Altreiter ailesinin villasına girdi.
Bu villada tekerlekli sandalyeye bağlı 26 yaşındaki Walter, 55 yaşında ki annesi Gertrude ve 24 yaşında ki kız kardeşi Ingrid yaşıyordu.
Kniesek eve girdiğinde tekerlekli sandalyeye bağlı 26 yaşındaki Walter, evde tek başınaydı. İlk olarak onu bağladı ve ailenin eve gelmesi için beklemede kaldı. Eve gelen anne ve kız evde bir tuhaflık olduğunun farkına vardı. 55 yaşında ki anne Gertrude oğlunun tekerlekli sandalyeye bağlı olduğunu görünce bunun bir hırsızlık olduğunu anladı ve evde sakladığı 20.000 Avusturya Şili değerinde ki çekleri kontrol etmek için harekete geçti. Tam bu esnada Kniesek saldırıya geçti. 55 yaşında ki anne Gertrude ve 24 yaşında ki kız kardeş Ingrid‘i bağladı ve ardından engelli Walter‘a yöneldi. Kniesek, verdiği ifadede “Kadınlara derhal üçünü de öldüreceğimi söyledim” şeklinde ifade vermiştir.
Engelli genç adama uzun süre çıplak elle işkence yaptıktan sonra onu suda boğarak öldürdü. Ardından 55 yaşında ki yaşlı kadına yöneldi ve 3 saat kadar işkence yaptıktan sonra onu da ilmekle boğarak öldürdü. Ardından 24 yaşında ki genç Ingrid’a yöneldi. En büyük işkenceleri ve psikopatlıkları genç kıza uyguladı. 7 ile 11 saat boyunca genç kıza dayanılmaz acılar yaşatan sapık katil, vücudunda çok sayıda kesik, morarma ve yanık izleri oluşmasına neden oldu. Zavallı kız tüm bu acılarına ardından hayatını kaybetti.
Anneyi öldürmeden önce gözleri önünde genç kıza işkence yaptı. Genç kızı çırılçıplak soyarak plastik parça, eşarp, kemer, lastik kablo gibi çeşitli nesnelerle onu bağladı. Bunun nedeni sorulduğunda ise “Çünkü yaşlı anne kızına bakarak ve bulunduğu durumu görerek, duygusal anlamda daha fazla acı çeker” şeklinde ifade verdi.
Ayrıca yaşlı kadına kızının talebi doğrultusunda kalp ilaçlarını verdiğini söylediğinde, polisler ona bunu neden yaptığını sorarlar. O ise “O kadına acıdığım için değil, ona işkence etmeye devam edebilmek ve ani bir şok ölüm yaşamaması için yaptım” şeklinde ifade vermiştir.
Saat 11 civarında iki kadının gözleri önünde engelli genç Walter’i öldürdüğünü açıkladı. “Onu öldürdüm, çünkü bu şekilde kadınlar daha fazla acı çekeceklerdi. Kadınların onu izlemesi çok hoşuma gitmişti” şeklinde ifade vermiştir.
Genç kızı bir yandan taciz etmeye devam ediyordu. Tacizleri sırasında, Ingrid’in kahve yapmasına ve onunla bir bardak içmesine izin vermişti. Tacizler bir türlü sona etmiyordu, hatta sigara içerken bile genç kıza iğrenç dokunuşlarına devam ediyordu.
Saat 2’yi gösterdiğinde genç kızı bodrum katına taşıdı ve orada yaklaşık 3 saat kadar taciz ve işkencelerine devam ettikten sonra saat 5 civarında genç kızı kabloyla boğarak öldürdü.
Bunun ardından annesinin ve erkek kardeşinin cansız bedenini genç kızın yanına taşıdı ayrıca ailenin kedisini de öldürdü ve onunda cansız bedenini ailenin yanına taşıdı. Ardından cesetleri aracın bagajına sakladı ve evi temizlemeye başladı.
Olayda araştırma ekibinde bulunan Dr. Lanzrath bu durum karşısında sinirlenmişti “Benim için en çarpıcı şey, kesinlikle zararsız görünen olay yeriydi. O kadar çok olay yaşanmıştı ki, ölüler yerde sürünerek taşınmış, suda insan boğulmuş, taciz ve işkenceler yapılmıştı. Ama odalara baktığınızda hiçbir şey olmamış gibiydi. Kesinlikle hiçbir iz bırakılmamıştı. Sadece mahzende Kniesek’in kızı ısı borularına bağladığı yer temizlenmemişti. O burayı unutmuştu“
Olayla ilgili diğer bir araştırmacı Dr. Rudolf Eckelhart ise Kniesek’in çok soğuk kanlı olduğunun altını çiziyordu. Hatta sabah 8’de çıkarken komşuya bahçe kapısını açmasında yardım bile etmişti.
Villada Altreiter ailesiyle birlikte birde kiracı bir kadın kalıyordu. Genç kadın iş arkadaşıyla mesai saatlerini değiştirdiği için o saatlerde evde olması gerekirken iş yerinde bulunmak durumunda kaldı ve bu korkunç olaydan kurtulmayı başardı.
Ertesi gün Kniesek, aileye ait Mercedes-Benz marka aracı aldı ve cesetleri aracın bagajına koyarak villadan ayrıldı. Evden ayrılırken 20.000 Avusturya Şili değerinde ki çekleri de yanına aldı. Karlstetten bölgesinde “Gasthaus Lind” isimli bir restorana girdi. Burada bulunanlar, genç adamın halinden şüphelenmişti. Kniesek, çok acayip bir tipe sahipti ve aynı zamanda ellerinde siyah bir eldivenle yemek yiyor onları hiç çıkarmıyordu. Yemeğin yedikten sonra ödeme yapmak istediğinde ise yanında yüklü miktarda bulunan çekleri gördüklerinde durumun hiç mantıklı olmadığını anladılar. Ödemeyi yaptıktan sonra en yakın otoyol çıkışını sordu ve çıktı.
Durumdan iyice şüphelenen bir çalışan aracın plakasını alarak güvenlik güçlerini aradı ve şüpheli durumdan bahsetti. Güvenlik güçleri çalışma başlatarak bölgede devriyeleri arttırdı ve kısa süre içerisinde plakadan yola çıkarak Altreiter ailesinin villasını kontrol için bir ekip gönderildi. Villaya varan ekip korkunç manzara karşısında şoka girdi ve hemen durumu merkeze bildirdiler. Bunun ardından aramalar genişletildi ve devriye gezen bir polis ekibi Salzburg, Südtiroler Platz bölgesinde aracı buldu ve Kniesek’i tutukladı.
Olay yerine ilk gelen Dedektif Franz Schweighofer eve ilk geliş anını ve yaşadıklarını “Ortalık karanlıktı. yaklaşık 1,60 cm yüksekliğinde bir pencerenin kırıldığını gördüm. Buradan tırmanarak içeri girmek için bir merdiven kullandım ve içeriye girdim. Evin için çok garipti. Birkaç reçel kavanozu yere düşmüştü. Mutfağım kapısı kapalı durumdaydı. Evin içine doğru yürüdüm. Ev zifiri karanlıktı. Tüm odalar hızlı bir şekilde dolaştım ama alışılmışın dışında tuhaf bir şey fark etmedim. İki kürklü manto koltuğa yayılmıştı ve yarım pot filtre kahve hala orada duruyordu. Birinci katta engelli genç adam Wagerl’in tekerlekli sandalyesi vardı. Girişte, bir çanta yerde açık olarak duruyordu ve ben kadınların bu şekilde çanta bırakmayacağını biliyordum” şeklinde açıklama yapmıştı. Ortada herhangi bir suç işlenmiş gibi durmuyor olsa da Schweighofer bir şeylerin olduğundan şüpheleniyordu.
Başka bir araştırmacı Joe Summerer ise gergin saatleri şu şekilde hatırlıyor; “Herhangi bir durumda ortalık karanlıksa evi dışarıdan izleyemezsiniz onun için evin içine girmemiz gerekiyordu. Yanımda bir arkadaşımla birlikte evin 1. katına çıktık. Ortalık zifiri karanlıktı. Aklımda sürekli olarak “karşıma biri çıkarsa ne yapacağım” sorusu takılıyordu. “Ya silahı varsa” sorusunu da aklımdan bir türlü çıkaramıyordum ardından evin telefonu acı acı çalmaya başladı. İlk anda ne yapacağımı şaşırdım ve korkuyla telefonu açtım. Telefonda ki kişi bana arabanın Salzburg’da bulunduğunu ve Kniesek isimli birisinin tutuklandığını söyledi. Evde arama işleminin sona erdirilebileceğini iletti“
Saat 11:30’da araba bulunmuş ve cani Kniesek tutuklanmıştır. Araçta yapılan ilk aramada bagaj kısmında birkaç battaniyenin altında 3 cansız insan bedeni ve 1 kedi cesediyle karşılaşıldı.
Kniesek ilk anda her şeyi inkar ediyor ve suçsuz olduğunu söylüyordu. İki gün devam eden yoğun sorgulamalar sonucunda Kniesek, Altreiter ailesinin 3 üyesini öldürdüğünü itiraf etti.
Fakat cinayetleri işlerken kendisinde olmadığını, akıl sorunları olduğunu ve cinayetten sorumlu tutulmamasını istedi.
Sorgulamaların devam ettiği esnada tutulduğu hücrede iki defa intihar girişiminde bulunur. Birisinde kendisini hücre içinde asmaya çalışmış diğerindeyse bileklerini ısırarak kan kaybından ölmeye çalışmıştı fakat iki defa da bu durum engellenmişti.
Ertesi gün, yani 18 Ocak’ta öğlen saatlerinde ilk itirafı yapar, daha sonra 19 Ocak’ta St. Pölten’de daha ayrıntılı olarak ifadelerini tekrar eder.
Araştırma görevlisi Bader, Knieseks itirafından sonra nihai raporunda yazıyor; “Psikiyatrik tetkiklerin sonucunda hasta, fiziksel doyuma ulaşmak için suçu bilinçli bir şekilde planlıyor ve uyguluyor. Sapık ve değişken bir kişiliğe sahip. Akli dengesizliği içerisinde göze çarpan ve en kötü özelliği sadizm olsa bile zihinsel rahatsızlık tam olarak saptanamadı.Sürekli birilerinin canını yakıyor ve şiddete başvuruyor. Hastanın çocukluğundan kaynaklanan cinsel sapkınlığı olduğu biliniyor. Toplum ile iletişim kuramıyor. Çünkü annesi tarafından daha bebekken terk edilmişve hiçbir zaman sağlıklı bir aileye sahip olamamış. Toplumsal düşünce azında ele alındığında hiç kimse ona suçluluk yüklemek istemese de, onların tamamından hasta sorumludur. Cezalandırılma konusu onu cinayet işlemekten alı koymamıştır. Karar: Ömür boyu hapis“
Schweighofer olayın ardından “O zaman çok şanslıydık. Eğer restorandan yapılan ihbar olmasaydı ve ardından yakalama çok kısa süre içerisinde gerçekleşmeseydi cinayet sayısı daha fazla olabilirdi yada biz onu hiçbir zaman yakalayamayabilirdik“
Araştırmacılara göre Kniesek, Altreiter ailesi cinayetinin ardından bölgede yaşayan ve inşaat işiyle uğraşan başka bir aileyi öldürmeyi planlıyordu. Hatta St. Pölten polislerine göre eve gitmiş ve girmeye çalıştığı esnada evde bulunan köpeğin saldırgan tavırlarından dolayı geri dönmek zorunda kalmıştır.
4 Temmuz 1980’de, Werner Kniesek, St. Pölten bölge mahkemesi tarafından ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Hapishanede bulunduğu esnada bir defa kaçma girişiminde bulunmuş fakat başarısız olmuştur.
Yaptığım aramalar neticesinde 2008 yılında hala hapishanede olduğu bilgisine ulaştım. 2008 yılında 62 yaşında hala yaşadığı ve günümüzde de ölmediğini düşünecek olursak şuanda hala hapiste ve 72 yaşındadır.
- Werner Kniesek’in hayatını konu alan “Angst” isimli film çekilmiştir. (Laf aramızda izlemenizi tavsiye etmem :))